“Şu an mağlubiyeti bütün damarlarında hissetmekteyim. Çok üzgünüm! Oldukça mutluydum, umutluydum. Daha düne kadar ‘Çanakkale bizimdir!’ diyordum. Çünkü bu savaşı kazanmak için, askeri, parayı, cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik. Yalnız bir tek şeyi hesaba katmamışız… Mustafa Kemal’ı.”
Sadece bu sözler bile, Winston Churchill’in savaş sırasında yaşadığı çaresizliği ve Mustafa Kemal’in liderliğinin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Atatürk, yalnızca bir komutan değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük simgesidir. Çanakkale’de verilen destansı mucadele, Kurtuluş Savaşı’nın azmi ve kararlılığı, onun vizyonuyla birleşince vücut bulmuştur. Bugün, tarihe bakarken Atatürk’ün cesareti ve liderliğiyle inşa edilen Cumhuriyet’in değerlerini bir kez daha hatırlamak zorundayız.
Winston Churchill’in sözlerinde belirttiği gibi, savaşın kazanılması için her şey hesaplanmıştı. Ancak Mustafa Kemal’in öngörüsü, askeri dehası ve kararlılığı, bu savaşın seyrini değiştirdi. Gazi Mustafa Kemal, yalnızca bir asker değil, bir devlet adamıydı. “Çanakkale bizimdir!” derken, ruhu ve azmiyle milletini ateşle yoğurmuş, bağımsızlık meşalesini hepimize taşımıştır.
Bu millet ne Çanakkaleni, ne de Kurtuluş savaşını unutmamalı. Bir de asla unutmaması gereken bir şey daha var o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun en büyük eseri olan Cumhuriyettir. O Gazi Mustafa Kemal ki Osmanlı`nın küllerinden Türkiye Cumhuriyeti`ni kurdu ve “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyerek, milletinin geleceğine olan inancını ve bağlılığını gösterdi. Bu sözler, sadece bir liderin vizyonunu değil, aynı zamanda bir ulusun yeniden doğuşunu simgeler.
Türk milleti, Atatürk’ün miras bıraktığı Cumhuriyet’i asla unutmamalı, özgürlük, bağımsızlık ve milli onur için verdikleri mücadelenin değerini bilmelidir. Atatürk, Osmanlı’nın küllerinden Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak, ulusunu çağdaş uygarlık seviyesine taşımak için çaba gösterdi. Bugün bizlere düşen, onun ideallerini yaşatmak ve Cumhuriyet’i korumaktır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı mirası günümüzde daha da güçlendirerek yaşatmak, her Türk`ün görevidir. Unutmamalıyız ki, Atatürk demek, özgürlük demek, bağımsızlık demek, milli onur demek, ulus devlet demek, Türk milleti demek!
Türk devletlerinin birliğini konuştuğumuz bugünlerde yazımı Atatürk`ün “Azerbaycan`ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir” sözlerine atıfta bulunarak tamamlamak istiyorum. Bu sözler, Türk dünyasında dayanışmanın ve kardeşliğin ne denli önemli olduğunu vurgular.
Atatürk, ulusların bağımsızlık uğruna verdikleri mücadelenin değerini anlamış ve diğer Türk topluluklarıyla güçlü bir bağın gerekliliğini tam bir asır önce ifade etmiştir. Bu kardeşlik duygu ve düşüncesi, her iki millete de güç vermeye devam ediyor ve bağımsızlık mücadelesinde birbirlerini anlama ve destekleme anlayışını pekiştiriyor. Atatürk’ün mirası, bu eşsiz bağı daha da güçlendirme isteğimizi her daim beslemektedir. Kısacası, bir asır önce söyledikleri bugün de yolumuzu aydınlatıyor.
Ruhun Şad Olsun, Atam.
